Mutlu yaşam yolunda beraber yürüyelim

Hakkımızda
Psike Danışmanlık Kimdir?
Psike Danışmanlık psikoterapi alanında 1994 yılından beri faaliyetlerini sürdürmektedir. Kurumumuzun direktörü psikiyatrist Dr. Muzaffer Uyar’dır. Ataköy/Bakırköy ve Nişantaşı/Şişli'de faaliyet göstermekteyiz.
Kadromuzda bulunan psikiyatri ve klinik psikoloji uzmanları ile bireyleri yaşadıkları ruhsal sorunlarda bireysel psikoterapiler, grup psikoterapileri, aile psikoterapileri ile desteklemekte; insan ruhu ve beyninin yarattığı sıkıntıların giderilmesinde bütüncül yaklaşımın uzantısı olarak kapsayıcı uzman kadrosu ve çözüm ortaklarımızla birlikte tedavi çalışmalarımızı sürdürmekteyiz.
Ayrıca eğitim uzmanlarımız ve çözüm ortaklarımız ile birlikte kişisel gelişim ve kurumsal eğitim alanlarında da faaliyet göstermekteyiz.
Uzmanlarımız tarafından kurulmuş olan PANDOST - Panik Atak ve Anksiyete Dostları Derneği; HUPDER - Havacılık ve Psikoloji Derneği ve POD - Psiko-onkoloji Derneği kapsamlarında da ülkemizdeki bilgi üretimi, eğitim ve akademik çalışmalara öncülük etmekteyiz.
Ekibimiz
-
Uzm. Dr. Muzaffer Uyar
-
Psikiyatri Uzmanı
-
-
Dr. Psk. Fatma Kayım
-
Klinik Psikolog
-
-
Uzm. Psk. Elif Özlük
-
Uzm. Psikolog
-
-
Uzm. Klin. Psk. Ömürcan Bozkuş
-
Uzm. Psikolog
-
-
Uzm. Klin. Psk. Esra Yıldız
-
Uzm. Psikolog
-
-
Uzm. Klin. Psk. Güneş Kutdoğan
-
Uzm. Psikolog
-
-
Psk. Meryem Ordu
-
Psikolog
-
Çözüm Ortaklarımız
.jpg)

Panik Atak & Anksiyete
Bilindiği gibi panik atak tüm dünyada giderek artan bir önemi ve dikkati üzerinde toplamaktadır. Bu önemi hak etmesinin birinci nedeni, giderek yaygınlaşması, toplum sağlığını tehdit eder boyuta ulaşmasıdır. Yakın zamanda yapılan bir araştırma sonucuna göre ABD de her beş kişiden birinin panik atak geçirdiği belirlenmiştir. Ülkemizde de her yüz kişiden 4'nün tedavi gerektirecek düzeyde panik atak problemiyle karşı karşıya olduğu sanılmaktadır. Her yüz kişiden 10' u da panik atak için sırada beklemektedir. Hastalığı önemli kılan en önemli etken budur. Diğeri de sanıldığı gibi kolay tedavi edilemediğinin, beklenmedik zamanlarda tekrar ortaya çıkabildiğinin anlaşılmasıdır.


Depresyon
Depresyon, değersizlik, küçüklük, güçsüzlük, isteksizlik, karamsarlık duygu ve düşünceleri ile fizyolojik işlevlerde yavaşlama gibi belirtileri içeren bir sendromdur. Genel olarak çökkünlüklerde yaygınlık oranı % 9-20 arasında bildirilmiştir. Ağır çökkünlük durumlarında yaygınlık oranı erkeklerde %3, kadınlarda % 5-9 olarak verilmektedir. Yaşam boyu hastalanma riski erkekler için % 8-12, kadınlar için %20-26 olarak bulunmuştur. Ağır çökkünlükler (majör depresyon ya da ünipolar bozukluk) kadınlarda, erkeklerden iki kat daha fazla görülmektedir. Depresyon, kadınlarda en çok 35-45 yaşları arasında, erkeklerde 55 yaşlarından sonra görülmekte ise de bu bozuklukların genç yaşlarda sanıldığından da çok görüldüğüne ilişkin veriler artmaktadır.
Obsesyon
Obsesyon (saplantı) irade dışı gelen, bireyi tedirgin eden, benliğe yabancı, bilinçli çaba ile kovulamayan, tekrarlayıcı düşüncelerdir. Kompülsüyon (zorlantı) ise çoğu kez saplantılı düşünceleri kovmak için yapılan, irade dışı yineleyen hareketlerdir. Örneğin namaz kılarken inatla gelen tanrıya küfür düşünceleri yüzünden kişinin okuduğu duayı tekrar tekrar baştan okuması. Kişi bu saplantının aklına gelmemesi için ya da zorlantılı hareketler yapmamak için kendisini zorlar; fakat zorladıkça istenmeyen düşünceler gene gelir, istenmeyen hareketler tekrar tekrar yapılır.
Bu tür saplantılar kişinin kendisine de aşırı derecede anlamsız, hatta saçma sapan gelir. Kişi bu tür dürtü, düşünce veya düşlemlerine önem vermemeye ya da bunları baskılamaya çalışır. Ancak bu düşünceleri kafasından uzaklaştırmaya çalıştıkça bunlar aksine kişinin zihnine daha çok gelirler. Bu tür dürtü ve düşünceler başka bir düşünce ya da davranışla etkisizleştirilmeye çalışılır.
Başarı Notları
Ellerim tir tir titriyordu, kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Sesim titriyordu ve konuşmaya başladım. Hele beni odada yalnız bırakıp gitmedi mi, öleceğimi sandım. Hemen kapıyı açıp kendimi dışarıda oturan annemin yanına atmak istemiştim. Ama yapmadım. Ogün Muzaffer bey terapiye gelmemi istedi. Söz veremem dedim ama gittim. Çok yabancı olduğum bir ortamda, orada olmak istemiyordum ama ilk adımı atmıştım. İkinci görüşmemizde biraz daha rahatlamıştım.
Terapilere katılmanın benim için çok önemli olduğunu biliyordum, hiç bırakmadım. Üçüncü dördüncü görüşmeden sonra bakkala bile yalnız gidemeyen ben terapilere yalnız gitmeye başladım. Arkası geldi. Migros 'a tek başıma gidebilmek asansöre binmek, karanlıkta kalabilmek, İzmit'ten yalnız gelebilmek gibi hayal bile edemeyeceğim işleri yapmaya başlamıştım. Güvenimi tekrar kazanmanın mutluluğu bende daima bir adım ileri itti ve ilkokuldan beri en çok istediğim müzik eğitimine kavuştum. Artık kendimi kötü hissetsem de dışarı çıkabilirim. Eve kapanmak zorunda değilim. Dünyanız size de dar geliyorsa, içiniz daralıp mideniz bulanıyorsa, tansiyonunuz çıkıyor ya da iniyorsa, dışarı yalnız çıkamıyor evde yalnız kalamıyorsanız benim gibi ON YILINIZI boşa harcamayın lütfen bizlere katılın.
Didem Hanım'dan
Bu rahatsızlığımın başlangıcı 14 yıl öncesine dayanıyor. Korku nöbetleriyle başlamıştı ve diğer yaşadıklarım onu takip etti. Şiddetli ölüm korkusu , ağlama nöbetleri hayattan hiçbir şekilde zevk alamama bu şekilde yıllarca devam etti. Derken panik atakla tanıştım. Çok şiddetli baş dönmeleri , titremeler çarpıntılar , uyuşmalar ve daha bir sürü şey. Her seferinde acile gidiyordum ama hiçbir şey bulunamıyordu. Ailem benden gizli gözyaşı döküyordu çünkü adı tam konulamamıştı. Ve çok üzülüyorlardı. Ama şu anda artık hastalığı tanıyorum ve onunlar mücadele ediyorum. Hiçbir şekilde 4 yıldır ilaçta kullanmıyorum.
Sibel Hanım'dan
Benim hikayem 1999 yılındaki depremden 1 ay sonra başladı. Depremden sonra bende anlamadığım belirtiler başladı : sıcak basmaları, boğulma hissi , kalabalık ortamlara girememe , kaçma hissi … Bu duyguların ne olduğunun bilemediğim için kendi kendime mücadele etmeye çalıştım ama git gide kötü olmaya başladım. Evden dışarı çıkamıyor ; sadece evin çevresinde dolaşmak istiyordum ve her şeyden korkma hissi bşlamıştı. Bu arada nefes alamama duygusu yüzünden gün aşırı acillere gitmeye başlamıştım. Orada gereken tetkikler yapıldı ve bana bir uzmana gitmemi önerdiler. Ve Doktor Muzaffer Uyar'la tanıştım. İçeri girdiğimde birden ağlama krizine girdim. Panik atak ve fobilerim vardı. Terapilerin ve verdiği ilaçların sonucunda ufak ufak dışarı çıkmaya başladım. Muzaffer Bey 'in ısrarıyla Pandost Klübüne ara ara seminerlere gitmeye çalıştım. Kendimin biraz üstüne giderek aşmaya başlamıştım. Pandost derneğindeki insanlar ve beyim bana çok yardımcı oldu. Terapi ve ilaçlar sayesinde geçmişti. Artık istediklerimi tek başına yapabiliyordum.
Uzm. Dr. Muzaffer Uyar'ın tavsiyesi üzerine hobiler edindim ve buna çok iyi geldi. En çok istediğim iki şey vardı eskiden bunları yapamıyordum ama artık her ikisini de yapabiliyorum . 7 seneden beri hiçbir şeyim yok ; artık gayet iyiyim.
Janet Hanım'dan
Gelecek Dönem Eğitimlerimiz
-
Havacılık Psikolojisi Eğitim ve Sertifika Programı
-
Eğitmenler: Uzm. Dr. Muzaffer Uyar, Uzm. Psk. Elif Özlük, Em.Hv.Tr.Ktr. Cafer Çelik
-
-
Bilişsel Davranışçı Terapi Eğitim ve Sertifika Programı
-
Eğitmen: Uzm. Psk. Ömürcan Bozkuş
-
-
Obezite Psikolojisi ve Sürdürülebilir Sağlıklı Yaşam Eğitim Programı
-
Eğitmenler: Uzm. Dr. Muzaffer Uyar, Uzm. Psk. Elif Özlük
-